Sanırım bu cümle çevremdeki insanların bana en çok sarf
ettiği cümlelerin başında geliyor. Gerek arkadaşlarım gerekse iş yerindekiler
hep aynı şeyi söylüyor. “Koş koş nereye kadar?”
Nereye kadar koşacağımı merak eden arkadaşların profillerini
inceleyecek olursak “etine buduna dolgun, hep kilo vermek istemiş ama yemekten
vazgeçemeyince enine doğru bir ilerleme kaydetmiş ve sporla alakaları sadece maç
izlemek olan arkadaşlar.( kendilerini severim o ayrı :)
2010 da Adım Adım oluşumu ile birlikte koşuya ilk
başladığımda konunun nereye gideceğini hiç bilmiyordum. Hafta da en az 5 gün
sabahın 6 sında kalkıp antrenman yapacağımı, bir hedef koyup onun için çaba
sarf edeceğimi de hiç düşünmemiştim. Sanırım bu insanlarla koşuya başlamam
benim için ayrı bir şans. Hepsi birbirinden değerli ve iyi insanlar. Herkesin
arasında tatlı bir rekabet var. Hem kendileri için hem de iyilik yapmak için
koşuyorlar. Tanısanız sizde çok seversiniz. Koşmaya başka türlü başlasam daha
farklı olabilirdi durum.
Çünkü koşmayı sevmiyorsanız koşu akıl karı bir şey değil.
Çoğu zaman sıkıcı gelebiliyor. Önünüzde bir maraton ya da başka hedef bir
yarışınız var. Antrenman için çıkıyorsunuz saatlerce koşuyorsunuz, çoğu zaman
yanınızda kimseler olmuyor tek başınıza sıcak,soğuk,yağmur,çamur demeden
koşuyorsunuz. Sonra gidip iş yerindeki ya da dışarıdaki arkadaşlarınızla muhabbet ederken “ya
bu cumartesi 30km koştum, haftanın uzunu vardı” diye anlattığınızda adamlar
öylece kalıyor. Ya ben arabayla gitmiyorum o kadar yolu, 30 km buradan neresi
kadar oluyor abi? olum manyak mısın? Bir derdin mi var bak doğru söyle? forrest
gump mı olcan la başımıza? diye de tepkiler gelebiliyor. Onları da suçlamamak
lazım aslında hiç de suçlamadım. Sonuçta skorsuz bir spor. Gol yok, gözle
görülen kıran kırana mücadele yok, puan yok.
Hayatımızda olduğu gibi spor
yaşamımızda da hedeflerimiz olmalı her zaman. Kimisi zayıflamak için başlar
koşuya, kimi kafayı boşaltmak için, kimi bir gazla başlar. Önemli olan ondan
sonrası. Sağlıklı bir yaşam için hayatımızda en kolay spor olan koşuyu yaşam
biçimi haline getirmeliyiz. Her hangi bir ücret ödemenize de gerek yok, çıkıp
bir parkta,sahilde ,evinizin etrafında koşabilirsiniz. Mesafe önemli değil
koşarken mutlu olun yeter.
Artık “Koş koş nereye kadar” dediklerinde yeni hedefimi
söylüyorum. Çünkü bir süre sonra her gün çıkıp koştuğunuzda etrafınızdakiler de
size aynı şeyi söyleyecek. hedefinizi koyun ve koşun..
Benim bir sonraki hedefim 19 Ekimde gerçekleştirilecek olan Geyik
Koşuları. Bu son seri ve çok heyecanlıyım. Peki sizin bir sonraki yarışınız hangisi?